24 Ekim 2011 Pazartesi

MARKALAŞMA

Marka, üretici veya satıcıların malını tanıtan, onu başkalarının mallarından ayırmaya yarayan isim, terim, sembol, şekil veya bunların bileşimidir. Marka, bir teşebbüsün mal ve hizmetini, bir başka teşebbüsün mal ve hizmetinden ayırt etmeyi sağlamak koşuluyla harf, logo, şekil olabilen her türlü işarettir.

Bir marka birbirine ayrılmaz şekilde bağlı dört öğe ile tanımlanır: Tatmin, İlişki, Beraberlik ve Hikaye. Bir marka, müşterinin bir ürün ya da hizmeti satın alma ve kullanım sürecinden beklediği ana tatmin, bu ürün veya hizmetin pazarlama faaliyetlerinde etkileşimde bulunarak oluşturduğu beraberlik, bu beraberliğin sonucu olarak doğan bir alıcı-satıcı ilişkisi ve tüm bunların tıpkı insan yaşamı gibi doğma, büyüme ve gelişme gibi olaylar bütünü sonucu ortaya çıkan bir hikayedir.

Marka için atfedilen 1000’in üzerindeki tanımlama üzerinden yapılan bir araştırmada markaya ait 12 temel tema ortaya konmuştur. Bunları sıralarsak; yasal araç, logo, kurum, shortland, risk düşürücü, kimlik sistemi, imaj, değer sistemi, kişilik, ilişki, eklenen değer, evrim geçiren şey.

Markalaşma bir işletme için kısa vadeli taktik bir girişim olmaktan çok, stratejik bir konu niteliğinde ele alınmak durumundadır. Ürünler arasındaki açık ve somut farklar azalmaya başlamıştır.

Marka, ürünün benzer ürünlerden daha rahat tanınmasına ve ayırt edilmesine, ürün veya hizmetin tanıtılmasına, farklılık yaratılmasına, beğendirilmesine, piyasada firma ve ürün imajının yerleştirilip tutundurulmasına son noktada ise ürüne bağımlılık yaratılmasına yardımcı olur. Bir markanın gücü satın alma kararlarını etkilemesine bağlıdır. Marka en genel olarak tüketici için bir imaj ve garanti sağlayarak satın alma kararlarında belirleyici olabilirken, üretici için hem bir maliyet ve sorumluluk, hem de uzun dönemde sürdürülebilir bir satış garantisi ve bir varlıktır.

Marka Türleri

Ticaret Markası: Ürün ya da ambalajı üzerine konulan, malların hangi işletme tarafından üretildiğini veya hangi işletme tarafından piyasaya çıkarıldığını gösteren işaretlere “ticaret markası” denir.

Hizmet Markası: Belli bir malla ilişkisi bulunmayan ve sadece bir hizmeti diğer işletmelerin hizmetlerinden ayıt etmek için kullanılan işaretlere “hizmet markası” denir.

Ferdi (Bireysel Marka): Ferdi marka, gerçek ya da tüzel kişiler tarafından tek başlarına kullanılan markaları ifade eder. Bir başka deyimle, bir marka gerçek ya da tüzel kişiye ait olup da o markanın sağladığı haklar sadece bir kişiye aitse bireysel –ferdi- markalardan söz edilebilir.

Garanti Markası: Marka sahibinin denetimi altında, üçüncü kişilerce üretilen mal ya da hizmetlerin belirli özelliklerini garanti etmeye yarayan garanti markası, malın kalitesi hakkında garantiyi simgeler.

Ortak Marka: Ortak marka üretim, ticaret ya da hizmet işletmelerinden oluşan bir grup tarafından kullanılan işarettir ve gruptaki işletmelerin mal ve hizmetlerini diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırmaya yarar.

Markalaşma Stratejisinde Araştırmanın Önemi

Markalaşmayı hedefleyen bir firmanın salt kendi varsayım

larına ve Pazar algılamalarına dayalı olarak marka stratejisi geliştirmeye girişmesinin riski hayli yüksektir. Gerçek tüketicilerin (müşterilerin ve potansiyel müşterilerin) pazardaki mevcut markalara ve önerilen/geliştirilen markaya yönelik tutumlarının/tepkilerinin varsayılanlardan önemli ölçüde farklı olması olasılığı her zaman için vardır. İyi tasarlanmış bir araştırma, hem doğru markalaşma stratejisinin geliştirilmesini besleyecek hem de markalaşma sürecini sürekli izleme altında tutarak yanlış ya da zamansız girişimlerin yol açacağı maliyetlerden korunulmasını sağlayacaktır.

Markalaşma Çalışmalarına Başlamadan Önce Tamamlanması Gereken Temel Unsurlar

*Marka tescili

*Pazar araştırmaları

*Ürün testi

*Üretim

*Paketleme

*Fiyat belirleme

*Dağıtım

MARKA YARATMA SÜRECİ

Dünyanın önde gelen marka uzmanları Al & Laura Ries'in marka yaratma sürecine ilişkin yaklaşımları şöyle:

1. Yayılma kuralı: Bir markanın gücü yayılma oranıyla ters orantılıdır. Marka isminizi herşeye koyarsanız o isim gücünü yitirir. Markayı genişleterek kısa vadede ek satışlar elde etmek, markalama kavramının tersine bir işleyişe yol açmaktadır. Tüketicilerin zihninde güçlü bir marka yaratmak istiyorsanız o iş için kullandığınız markanızı daraltmak zorundasınız genişletmek değil.

2. Daralma kuralı: Bir marka hedefini daraltırsa daha güçlü olur. Bir kategoriye hükmederseniz iyice güçlü olursunuz. Eğer bir kategoriye hükmetmek istiyorsanız markanızın hedefini küçültmelisiniz.

3. Tanıtım kuralı: Bir markanın doğuşu tanıtımla sağlanır. Reklamla değil. Mcdonald's ve coca-cola gibi yüksekten uçan markaları korumak için yüklü reklam bütçeleri gerekebilir ancak genel olarak reklam yeni bir markanın doğuşunu sağlamayacaktır. Başkalarının markanız hakkında söyledikleri sizin söyleyeceklerinizden çok daha etkili olacaktır.

4. Reklam kuralı: Bir kere doğduktan sonra sağlıklı yaşayabilmesi için markanın reklama ihtiyacı vardır. Reklam bütçeniz bir ülkenin savunma bütçesi gibidir. Reklama ayırdığınız paralarla hiçbirşey satın alamazsınız, onlar sadece pazar payını rakiplerinize kaptırmanızı engeller.

5. Kelime kuralı: Bir marka, tüketicinin zihninde bir kelimeye sahip olmaya çalışmalıdır. Bir kez bir marka bir kelimeye sahip oldu mu rakibinin kelimeyi o markadan söküp alması imkansızdır. Volvo'dan daha güvenli bir araba üretebilir misiniz? Muhtemelen yapabilirsiniz. Peki başka bir marka tüketicinin zihnindeki "güvenli" kelimesine sahip olabilir mi? Muhtemelen hayır.

6. Referans kuralı: Herhangi bir markanın başarısı için vazgeçilmez unsur, otantiklik iddiasıdır.

7. Kalite kuralı: Kalite önemlidir. Ancak kalite tek başına bir marka yaratamaz.

8. Kategori kuralı: Lider marka, kategoriyi geliştirmeye çalışır, markayı değil.

9. İsim kuralı: Uzun vadede bir marka bir isimden başka hiçbir şey değildir.

10. Genişlemeler kuralı: Bir markayı en kolay baltalama yolu, ismini her şeye koymaktır.

11. Arkadaşlık kuralı: Bir kategori yaratabilmek için, bir markanın diğer markaları da davet etmesi gerekir. Hakim marka rakiplerine katlanmakla kalmamalı, onları davet etmelidir.

12. Jenerik kuralı: Başarısızlığa giden en kısa yollardan biri markaya bir jenerik isim vermektir.

13. Şirket kuralı: Markalar markalardır. Şirketler ise şirket. Aralarında bir fark var. Marka isimleri her zaman şirket isimlerinden önce gelmelidir.

Marka Yaratmak

İsim yaratmakla marka yaratmak arasında fark vardır. Genelde firmalar bir marka yarattıklarını sanarlarken, sadece meşhur isimler yaratabilmektedirler. Bu riski bertaraf edebilmek için markalaşma kriterleri çok önemlidir

1. İşe uygun üst yönetim kadrosu; Öncelikle iş, beyin kadrosunda başlamaktadır. Yani öncelikle yapılacak işin (üretilecek mal / hizmet) hedef kitlesine uygun iş yapabilecek nitelik ve kapasitede, vizyon sahibi patron gerekmektedir. Sonra da iyi bir bir üst yönetim kadrosu...

Yaratılacak bir markanın başarısı, işi yapacak firmanın başındaki patron ve üst düzey yöneticilerin vizyonları ile çok yakından ilgilidir. Ve örneğin, “a grup” hedef kitleye yönelik iş yapmak için mutlaka “a grup” hedef kitle içinde yer alan bir üst yönetim grubunun olması şarttır. Bu asıl şart olmadan bu grup hedef kitleye uygun, yönelik bir marka yaratmak mümkün değildir.

2. İyi bir çalışanlar grubu, etkili iletişim: Çalışan insanlar arasında iyi bir iletişim, takım ruhu oluşturmak, “biz” anlayışı (duygusu) yaratmak şarttır. İyi markaların, sadece iyi motive edilmiş çalışanlarla yaratılabileceği unutulmamalıdır (personel mutluluğu / iç müşteri, kariyer planlama, performans değerlendirme, ödüllendirme vs.).

3. İyi bir ürün! Marka; kalite demektir. Bir marka yaratmak isteniyorsa, öncelikle kaliteli bir malın olması gerekir.. Hedef kitle tarafından beğenilen, yapılan reklam ve tanıtım çalışmaları ile talep edilen...

4. İsim: Yapılan iş ne olursa olsun, eğer bir marka yaratılacaksa, mutlaka iyi düşünülmüş, hem ürün / hizmete, hem de karakterine uyan, hedeflenen kitlenin kulağına hoş gelen, ürünü çağrıştıran bir ismin bulunması da şarttır. Bu da reklam ajansının işidir.

5. Markanın konumlandırılması: Hedef kitle analizi birçok değişik kritere göre yapılabilir;

* demografik faktörler,

* sosyolojik faktörler,

* psikolojik faktörler,

* kişisel faktörler

bu faktörlerin bir bileşkesi alındığında ve ağırlıklı olarak hedeflenen kitlenin satın alma gücü ön planda tutulduğunda, yaklaşık olarak bir hedef kitle tanımı çıkar ortaya; a, b, c, d, e gibi... Üretilen mal ya da hizmetin her şeyiyle bu gruplardan birini, birincil olarak hedeflemesi şarttır. Bunu yaparken hiçbir şekilde unutulmamalıdır ki, hiçbir mal / hizmet herkese; her gruptan hedef kitleye satılamaz!

6-İyi tanıtım (görsel kimlik, reklam, halkla ilişkiler) ve “big idea”: Marka, kalite olduğu kadar, iletişim anlamında da, “marka, etkili tanıtımdır!”... Yani “marka yaratma ve yönetim”inde başarı kriterlerine bakıldığında, bir dizi işin en iyi, en etkili bir biçimde yapılması gerektiği görülür. Bunlardan en önemlileri de; görsel kimlik, reklam ve pr'la (halkla ilişkiler) ilgili çalışmalardır. Bir ismi marka yapan en önemli unsurlardan biri de görsel kimlik'tir. Bu kimliğin başarılı olmasındaki en büyük risk ise, bu çalışmaların ağırlıklı olarak firma üst yönetim kadrosunun zevk ve beğenileri doğrultusunda yapılması, yaptırılmasıdır. Böyle yapılan bir başlangıç, başarısızlığın ilk adımıdır! Reklam konusunda da aynı şeyler geçerlidir. Öncelikle ustaca düşünülmüş, firmaya, ürüne, markaya özgü yaratılmış bir fikir olmalıdır (concept) ve bunun en az üç - dört yıl değiştirilmeden (geliştirilerek) işlenmesi gerekir (reklam kimliği)... Ve bu fikir tüm reklam ve “pr çalışmalarında kullanılmalı, bu “concept” mutlaka bir “tanıtım kimliği” yaratmalı, oluşturmalıdır.

7- Pazarlama / satış: Ne kadar iyi mal / hizmet olursa olsun, ne kadar etkili bir tanıtım yapılırsa yapılsın, iyi düşünülmüş, iyi organize edilmiş bir pazarlama, satış stratejisi, tekniği yoksa başarı şansı yine de yok demektir. Bunun mutlaka önemsenmesi gerekir.

8- Servis / dağıtım: Pazarlama / satış stratejisi ve tekniği doğrultusunda, dağıtım/dervis organizasyonu baştan detaylı olarak planlanmak zorundadır. Bu sağlanamazsa, yine başarısızlık kaçınılmazdır.

9- Değerlendirme: Ne yapılırsa yapılsın, değerlendirilmelidir... Her şey. Müşteri ne diyor? Çalışan ne öneriyor? Dostlar, hatta rakipler ne diyor; her şeye kulak verilmeli ve dinlenmeli. Araştırılmalı, ölçülmeli, biçilmeli; ileriye bakarken mutlaka arada bir arkaya bakmak da unutulmamalı.

10- Geliştirme / Ar-Ge: Devamlı gelişme ve kalite artışı... Kaliteyle birlikte itibar (imaj), satışlar, dolayısıyla kar artacaktır...

İyi Bir Markanın Özellikleri

A)markanın söylenişi kolay olmalı. Başkalarıyla karışmamalı.

B)herhangi bir ürünün ya da kuruluşun adı, başka alanlarda kullanılmamalıdır. Karışıklıklara neden olabilir.

C)insan isimleri olmamalıdır. Aynı isimden pek çok kişi olabileceği ve ayrı yerlerde belki de aynı konudaki bir markalamada kullanılabileceği marka düşünülmelidir. Bunu önlemek de mümkün değildir.

D)coğrafî isimler olmamalıdır. Aynı yörenin ismini kullanan pek çok firma ve ürün adı vardır. Bu durum, tüketici için de, firma için de olumsuzluktur. Örneğin; "Ankara" isminde gazoz, makarna fabrikası, reklam ajansı, sigorta şirketi, vb. Markalar vardır.

E)markalar, ürünün özelliğinden dogmasalıdır. Sarı, silindir gibi ürünün biçim ve rengini kullanmak yanlıştır. Aksine ürünle ilgisi olmayan, uydurulmuş bir ismin akılda kalma şansı daha fazladır.

KAYNAKLAR

17 Ekim 2011 Pazartesi

KURUMSALLAŞMA VE KURUMSAL KİMLİK

KURUMSALLAŞMA

Kurumsallaşma; bir işletmenin, faaliyetlerini kişilerin varlığına bağımlı olmadan sürdürebilmesini ve geliştirebilmesini sağlayan bir yapı oluşturması olarak tanımlanabilir.

Farklı bir bakış açısıyla kurumsallaşma, işletmenin tüm stratejik kararlarına ve faaliyetlerine yön veren vizyon, ana amacı ve üstlendiği ana görevini tanımlayan misyon, faaliyetlerini yürütürken uyacağını beyan ettiği kavramları içeren ilke ve değerler, faaliyetini yürütürken izlediği yol ve yöntemleri yansıtan politikalar ve hedeflerine ulaşmak için sürdüreceği uygulamalar açısından belirli bir niteliğe, canlılığa ve sürekliliğe sahip olmasıdır.

Kurumsallaşmanın temel amacı, firmanın (patron, yönetici, kritik personel vb.) kişilerden ve onların “kendi becerilerine bağlı icra yöntemlerinden” bağımsız hale gelmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır. Bu, işletmenin önemli noktalarında insanın olmayacağı değil, fakat onlar olmadığında aksama yaşanmadan her şeyin kaldığı yerden devam edebilmesi anlamına gelir. Özetle temel işletme fonksiyonlarının doğru olarak uygulanması söz konusudur.


İşletmelerin Temel Yönetimsel Fonksiyonları:

Planlama

Organize Etme

Yürütme

Kontrol

Neredeyiz?

Nasıl?

Uygulama nasıl?

Sonuçları değerleme nasıl?

Nereye ulaşmak istiyoruz?

Örgüt yapısı

Yetkilendirme

Performans standartlarını belirleme

Durum analizi

Görev ve yetkiler

Karar verme

Misyon

Sorumluluklar

Lider anlayışı

Sapmaları ölçme ve değerleme

Vizyon

Yapısal ilişkiler

Takım çalışması

Amaç ve hedefler

Doğru adamı seçme ve atama

Aktif katılım

Düzeltici önlemler alma

Bütçeler

Yönetici eğitimi ve geliştirme


Kurumsallaşma çalışmalarında, bu kavramın bir süreç olduğu ve süreç yönetimi prensiplerine göre yürütülmesi gerektiği kabul edildikten sonra, doğal olarak bu sürecin adımlarının planlanması ve uygulamaya geçilmesi gerekecektir. Kurumsallaşmayı bir süreç olarak planlayıp yola koyulurken, muhakkak ayağı yere basan bir “Yol Haritası” belirlenmelidir. Ayağın yere basmasından kasıt, haritanın “SMART” prensibine uygun olarak tasarlanmasıdır.

SMART;

S - (Specific) hedefi ve metotları net bir şekilde belirlenmiş,

M - (Measurable) çıktıları nitelik ya da nicelik açısından ölçülebilir,

A - (Achievable) insan yeteneğiyle ulaşılabilir ve gerekli tüm kaynakları temin edilebilecek,

R - (Relevant) varılmak istenen hedefle ilgili olması ve

T - (Time Limited) zaman ile sınırlı demektir.

Kurumsallaşmada İzlenecek Süreç

1.Adım: Durum tespiti

İlk etapta şirketin durum tespiti yapılıp kurumsallaşma konusunda hangi aşamada olduğu belirlenir. Bir aile şirketi ise aile bireylerinin şirketteki görevleri ve yetkileri ortaya konuluyor. Şirket sahipleri, şirketin bilançosunu, satışlarını, karını, zararını ve organizasyon yapısını ortaya koyarlar.

2.Adım: Karar mekanizması

İkinci adımda şirket sahiplerinden karar mekanizmasını çalıştırmaları istenir. Firma birden çok alanda faaliyet gösteriyorsa bu alanlardan ilerlemek istedikleri alan belirlenir. Ufuklarını belirleyen yöneticiler, kaynaklarını ortaya koyup ilerlemek istedikleri alanlar için yeterince kaynaklan olup olmadığını görmelidirler.

3.Adım: SWOT analizi

Kurumsallaşmanın üçüncü aşamasında şirket yöneticilerine "şirketin nerede olduğunu biliyor musunuz?" sorusu sorulur. Şirket yöneticileri bu doğrultuda SWOT analizi yaparak şirketlerinin sektördeki yerini, durumunu tespit ederler.

Bu analizle birlikte şirketin hangi alanda genişlemesi, hangi alanlardan çıkması gerektiği ortaya konulur.

Böylece şirketin yatırıma devam edeceği alan ve ne gibi yatırımlar yapabileceği tespit edilip uygulamaya geçmek için adım atılır.

SWOT analizi hakkında bilgi için: http://tantalosmaket.blogspot.com/2009/06/swot-analizi.html

4.Adım: Misyon ve vizyon

Kurumsallaşmak için çalışmalara başlayan şirket, önündeki gelecek 5 yıl için misyon ve vizyon belirtmelidir. Misyon ve vizyon ile birlikte bu doğrultuda gelecek 5 yılın yol haritası çıkartılır. Kısa ve uzun vadeli hedefler ortaya konulur.

Büyüme planı çerçevesinde yapılacak yatırımlar, atılacak adımlar tek tek belirlenip bir plan çıkartılır.

Bununla birlikte organizasyondaki çalışanların eğitimlerine önem verilerek verimliliklerinin artırılması sağlanmalıdır.

5.Adım: Stratejik yönetim

Şirket son olarak da yönetim kurulundan en alt birimine kadar stratejik bir yönetim planı oluşturur. Bu plan çerçevesinde örneğin yönetim kurulunda ve aktif olarak yönetimin içinde genel müdür, genel müdür yardımcısı gibi görevleri olan şirket sahibi ve çocukları gerekli görülürse şirket yönetimindeki görevlerinden çekilirler.

Aile bireylerinden şirkete yararlı olabileceği tespit edilenler şirketin yönetiminde kalabilir. Eğer yeterli görül

mezlerse sadece yönetim kurulundaki görevlerine devam ederler.

Çerçevenin Çizilmesi:

Kuruluşun varoluş gerekçesi

Misyon ve ilkeler

Şirketin ulaşmak istediği yer

Temel ilkeler

Arzu edilen gelecek

Vizyon

Orta vadede ulaşılacak amaçlar

Stratejik amaç ve hedefler

Belirli, somut ve ölçülebilir hedefler

Planlama:

Amaç ve hedeflere ulaşma yöntemleri

Faaliyet ve projeler

Ayrıntılı iş planları

Bütçeleme

Gerekli görülmesi halinde şirketin yönetim kuruluna dışarıdan yeni yönetim kurulu üyesi ya da üyeleri alınabilmektedir. Bu sayede yönetim kurulunun daha demokratik ve yeni fikirlere açık bir hale gelmesi sağlanır.

Kurumsallaşma çerçevesinde yönetim kurulunun yetkileri sınırlanır. Yetkiler şirketin kademeleri arasında paylaştırılır. Böylece yönetim kurulunun her soruna değil, büyük sorunlara ve şirketin istikbaline ilişkin kararlara odaklanması sağlanır.

Örneğin; bütçede olmak şartıyla 150 bin dolara kadar olan yatırımların kararının genel müdür tarafından alınmasına, daha üzeri yatırımların da yönetim kuruluna taşınması kararlaştırılabilir.

Başarı Değerlemesi ve Kontrol:

Raporlama

İzleme

Karşılaştırma

Geri besleme

Ölçme yöntemlerinin belirlenmesi

Değerleme ve performans ölçümü

Performans göstergeleri

Performans yönetimi



Kurumsallaşmanın Olası Yararları

*Kontrolü sağlamak kolaylaşır

*Is bölümü daha sağlıklı isler

*Örgüt daha düzenli, sistemli çalışır

*İsletmenin büyümesi sağlanır

*İsletmenin ve islerin devamlılığı sağlanır.

*İsletme sahipleri ve yöneticiler kendi isleri için zaman bulur.

*İsletme hedeflerine ulaşmak kolaylaşır.

*Hata yapma oranı düşer.

*İşler ehil olanlarca yerine getirilir.

*Yetki sorumluluk alanları daha açıktır.

*Is planları daha açıktır.

*Yetki/sorumluluk denkliği sağlanır.

*Dışa açılmak kolaylaşır.

*Kararlar daha kolay alınır.

*Farklı bakış açıları ortaya çıkar.

*Verimlilik artar.

Kurumsallaşma Sürecinin Önündeki Zorluklar

*Personele karşı güven eksikliği

*Yöneticilerin eski düşüncelere sıkı sıkıya bağlı olması

*işletme sahiplerinin iknasının güç olması,

*işletme sahiplerinin işletmeyi ve işleri sürekli kontrol isteği, yetki devrine yanaşmamaları

*Kurumsallaşmaya yönelik inancın olmaması, kurumsallaşmanın tepe yönetimi tarafından benimsenmemesi,

*Profesyonellere müdahale,

*Denetimin elden gideceği korkusu,

*Sahip ve yöneticilerin kendilerini yeterli görmeleri,

*Mevcut yapıyı değiştirmenin çok zaman alması ve parasal kaynak gerektirmesi,

*Personel bulma sıkıntısı,

*Kuşaklar arası çatışmalar,

*Aile ilişkilerinin baskın olması,

*Otokratik yönetim tarzının egemenliği,

*Yeniliklerden korkma.

Kurumsallaşmış işletmelerin Özellikleri

*Rahat çalışma ortamlarının varlığı; gözetimci, işlere müdahil olmayan yönetim.

*Bağımsız bir yapı; değişime açık çalışanlar.

*işletme daha biçimsel bir yapıya sahiptir

*Yetki sorumluluk alanları belli, kiminle muhatap olunacağı belli. Tek kişiye bağımlılık yoktur.

*Şirketin temsili profesyonel yöneticilerle yapılır. Profesyonel bir kadro isin basındadır. işlere ve olaylara profesyonel bir gözle bakılır.

*Düzgün bir organizasyon seması, tanımlı görevler vardır.

*Büyüme süreklidir, işletme kârlıdır, işletme piyasada tanınır, çalışma sistemini oturtmuştur.

*Hangi durumda nasıl davranılacağı bellidir.

*Standartlar oturmuştur.

*Süreçler hızlı işler, kararlar hızlı alınır.

*Şirket anayasası vardır

Kurumsallaşmanın Olası Sakıncaları

*KIT’lesme ortaya çıkar, çalışanlar yalnızca kendi islerine odaklaşır.

*[İsletme sahipleri için] Kontrol elden gidebilir.

*Kurumsallaşma sürecinin maliyeti yüksektir.

*Karar alma süreci uzar.

*Sistemin yavaşlaması.

*Tekrarlar artar.

*Koordinasyon eksikliği bas gösterir

*İşlere patron [isletme sahibi] gözüyle bakılmaz.

*Monoton bir is ortamı ortaya çıkar.

*İsletme sahipleri isletme ölçeğinde kapsamlı düşünmeyi bırakırlar.

*Çalışanlar hantallaşır.

*Aşırı fonksiyonel bir yapı ortaya çıkar.

Örnek Aile Şirketi Anayasası Formatı

1. Aile anayasasının gerekçesi

2. Anayasanın amacı

3. Anayasanın tarafları

4. Anayasadaki tanımlar

5. Aile değerlerinin tanımları

6. Aile şirketi olarak değerler

7. Şirket sahiplerinin amaçları

8. Aile organları

9. Şirketin vizyonu

10. İnsan kaynakları politikası

11. Sosyal sorumluluk politikası

12. Şirketin yönetim kurulu ve üst yönetim

13. Şirketin mali kaynaklarından ödünç alma-borçlanma; şirkete borç verme

14. Şirketin temsili

15. Ailenin yönetimi

16. Hissedarların ve ortaklık yapısının düzenlenmesi,

17. Hisse devri

18. İşletme İsmi ve markanın korunması

19. İşletme varlıklarının mülkiyeti ve korunması

20. Şirket değerinin belirlenmesi

21. Ailede oluşan değişiklik ve gelişmeler doğrultusunda “Anayasanın” güncellenmesi

22. Yürürlük tarihi

23. Anayasanın ekleri

Dünyada Kurumsal Yönetim: Gelişmeler

Rusya:

Anonim Şirketler Kanunu'na 15 Mart 2004 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere önemli bazı yeni düzenlemeler getirilmiştir. Söz konusu düzenlemeler şu değişiklikleri içermektedir:

*Yönetim kurulu seçiminde kümülatif oy prosedürü, tüm anonim şirketlerde zorunlu hale getirilmiştir. Bu sistemde ortakların oy hakları, hisse sayısıyla seçilecek yönetim kurulu üye sayısının çarpımına göre belirlenmektedir. Ortaklar, bu şekilde hesaplanan oy haklarını tek bir aday için kullanabilecekleri gibi birden fazla aday arasında da dağıtabilecektir.

*Yönetim kurulları için en az üye sayısı, beş kişi olarak belirlenmiştir.

*Yönetim kurulu üyeleri sadece toplu olarak görevden alınabilecektir.

*"Yönetim kurulu üyelerinin seçimi" gündemiyle toplanan olağanüstü genel kurullar, en az 50 gün önceden bildirilmek zorundadır.

İsveç:

21 Nisan 2004 tarihinde, Kod Grubu adı verilen çalışma grubu tarafından "İsveç Kurumsal Yönetim Kodu" önerisi sunulmuştur. Şirketler koda uymaya zorunlu tutulmamakla birlikte, farklı bir uygulama gerçekleştirdiklerinde bunun nedenini belirtmeleri gerekecektir. Yatırımcıların aktif bir rol üstlenebileceği koşulları hazırlamak, hissedarlar, tepe yönetim ve yönetim kurulu arasında güç dengesi sağlamak, hissedarlara eşit davranma ve şeffaflık ilkelerini yerleştirmek amacıyla geliştirilen kodun 2005 yılı başında uygulamaya konması planlanmaktadır.

Portekiz:

Portekiz hükümeti 8 Mayıs 2004 tarihinde finansal teminat sözleşmesiyle ilgili bir kanun hükmünde kararname yayınlamıştır. Kararnamede sözleşmenin tarafları finansal kuruluşlar ve teminat konusu finansal araçlar olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu düzenlemeyle, finansal teminat sözleşmelerinin daha kolay sonuçlandırılması, teminatın hızlandırılması, ilgili piyasalarda likiditenin artması ve yatırımcı güveninin geliştirilmesi hedeflenmektedir.

Güney Kore:

Güney Kore hükümeti, tasarruf bankalarında alınan hisselerin bildirilmesi kuralının ihlalinde görülen artış nedeniyle yeni bir takım önlemler almıştır. Söz konusu ihlaller, tasarruf bankalarının büyük ortaklarına kredi sınırlandırması getirilmesini güçleştirmektedir. Tasarruf bankalarında hisse alan yatırımcıların birikimlerini başka kişilerin adına kaydettirerek olduğundan düşük gösterme eğilimde olduğu ifade edilmektedir. Yeni düzenlemeyle birlikte, birikimlerinin gerçek tutarını bildirmeyen yatırımcıların oy kullanma hakkı askıya alınmaktadır. Ayrıca, bu durumdan haberdar olan banka yöneticileri için de yasal yaptırımlar getirilmiştir.

Danimarka:

Finansal Üst Kurul, bankaların müşterileri adına portföy yönetimi anlaşması çerçevesinde gerçekleştirdiği işlemlerde, müşteri söz konusu hisse hakkında inside bilgiye sahip olsa dahi insider trading yasağı uygulanmamasına karar vermiştir. Ancak, söz konusu durumun insider trading olarak değerlendirilmemesi için müşterinin bankanın ilgili işlemle ilgili kararını etkilememiş olması gerekmektedir. Ayrıca, ödüllendirme sistemi çerçevesinde kendilerine hisse senedi opsiyonu sağlanan yöneticilerin de, bu opsiyonu değerlendirdiklerinde inside bilgiye sahip olsalar dahi insider trading yasağını ihlal etmiş sayılmamalarına karar verilmiştir. Finansal üst kurul, insider trading ihlali olup olmadığı değerlendirmesinin hisse senedi opsiyonunun uygulandığı tarih için değil, yöneticilere bu hakkın tanındığı tarih için yapılabileceğini açıklamıştır. Bankaların müşterileri adına gerçekleştirdiği işlemlerle ilgili düzenleme olumlu karşılanırken, hisse senedi opsiyonlarıyla ilgili ikinci düzenleme uzmanlar tarafından eleştirilmektedir.

Kanada:

Yakın dönemde alınan bir mahkeme kararı, yönetim kurulu üyelerinin ve üst düzey yöneticilerin kişisel sorumluluğundaki artışı bir kez daha ortaya koymaktadır. Danier şirketinin ilk halka arzıyla ilgili finansal projeksiyonların gerçeği yansıtmadığı ve yatırımcıları yanlış yönlendirdiği gerekçesiyle üst düzey yöneticilere karşı açılan bir davada CEO ve CFO, Ontario Yüksek Mahkemesince sorumlu tutuldu. Mahkeme, satın alma sırasında bir yanlış yönlendirme olup olmadığını değerlendirirken, (i) finansal projeksiyonların gerekli özen ve dikkatle hazırlanıp hazırlanmadığı, (ii) yönetimin söz konusu projeksiyonlara inanıp inanmadığı, (iii) yönetimin inancının gerçekçi olup olmadığı ve (iv) yönetimin, projeksiyonların tutmamasına yol açacak etkenlerin farkında olup olmadığı kriterlerini dikkate almıştır.

Çin:

Önümüzdeki yasama döneminde, Şirketler Kanunu'yla ilgili yeni düzenlemelerin Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Kongresi gündemine alınması beklenmektedir. Söz konusu düzenlemeler dünyadaki trendlere uygun olarak limited şirketlerin bir kişi tarafından kurulabilmesine olanak tanımayı amaçlamaktadır. Ayrıca, mevcut yasalar uyarınca bir şirketin başka bir şirkette net varlıklarının %50'sinin üzerinde yatırım yapmasını yasaklayan kuralın kaldırılması beklenmektedir.

Finlandiya:

Finlandiya'da hisse senedi piyalarının İskandinav ve Baltık ülkeleriyle koordinasyonu çerçevesinde, 27 Eylül 2004 tarihinden itibaren Norex kuralları uygulanmaya başlanmıştır. Bu tarihten itibaren Helsinki, Tallin ve Riga borsalarında Stockholm Borsası elektronik ticaret sisteminin kullanılmasına başlanmış ve borsaların açılış saatleri uyumlu hale getirilmiştir. Koordinasyon çalışmalarının sonraki adımında, Helsinki Borsası'nda blok alım satım, bilgilendirme sorumluluğu ve insider tradingle ilgili kuralların Norex üyesi ülkelere uyumlu hale getirilmesi planlanmaktadır.

Japonya:

Japonya'da, 2009 yılından itibaren halka açık şirketlerin hisseleri için sertifika çıkarılmamasına karar verildi. Beş yıl içinde geliştirilecek yeni bir sistemle hisse alım satımları sertifikaların fiziksel olarak el değiştirmesi yerine, ilgili tarafların hesaplarındaki borç / alacak kayıtlarıyla yürütülecek ve sertifikalar geçersiz sayılacaktır.

KURUMSAL KİMLİK

Kurumsal kimlik, pazarlamada, bir kurumun görünen yüzüne verilen isimdir. Kurumun kendini ifade etme şeklidir. Bu ifade belli sınırları çizilmiş ve genellikle değişmez bir ifadedir. Kurumu anımsatacak bir tasarımın ne ölçülerde ve nasıl kullanılması gerektiğini belirten kurumsal kimlik kitabı bu sistemin vazgeçilmez öğesidir. Öyle ki bir kurumsal kimlik tasarımı içinde amblem (logo) den ofis dizaynına, çalışanların giyim kuşamından araç üstü giydirmeye, antetli kâğıttan, tabelaya, web sitesinden vefat ilanlarına, ambalaj dizaynından faaliyet raporuna kadar her şeyin ne ölçülerde ve nasıl kullanılacağı belirtilmiştir.

Kurumsal kimlik kurumun imzasıdır ve bu yönüyle değişime kapalıdır. Belli dönemlerde firma ve tasarımcıların ortak çalışmasıyla değiştirilebilmesine rağmen firma kurumsal kimlik ile oluşturduğu imajı sıklıkla değiştirmek istemez.

Kurumsal kimlik firma için oluşturduğu imajla, tüketicinin aklına kazınır. Bu yönüyle firmanın reklam yatırımlarının başarılı olmasının sağlayan çalışmalardan biridir.

Kurumsal kimlik bir firmanın sektörel varlığını oluşturmak, güçlendirmek ve rakiplerinden ayrılmasını sağlamak için en önemli unsurdur. Kurumsal kimlik çalışması, bir firmanın öncelikle adının belleklere yerleşmesini ve firmanın imajını en kısa yoldan hedef kitlesine ulaşmasını sağlar. Rakiplerinden ayrıldığı pozitif yönlerini ortaya çıkarırken; kalite, güven ve sağlamlık gibi olumlu özelliklerinin ilk izlenimlerini verir.

İyi hazırlanmış Kurumsal Kimlik bir firmaya şunları sağlar:

*Firma adının belleklere yerleşmesi

*Firma özelliklerinin görsel hızda aktarılması (dinamizm, yenilikçilik vb.)

*Ürün ve hizmetlerin kalite garantisi

*Ürün ve hizmetlerin doğası ve sektörel konumları hakkında ilk bilgileri iletmesi

*İlk bakışta rakiplerden ayrılma

Kurumsal kimlik çalışması kapsamında düşünülmesi gereken materyaller 2 bölümde incelenmelidir;

1- Kurum içi

*Amblem / Logotayp kullanım standartları

*Antetli kağıt tasarımı

*Devam kağıdı tasarımı

*Zarf tasarımı

*Kartvizit tasarımı

*Dosya tasarımı

*Bloknot tasarımı

*Haberleşme formları

*Kurum içi yönlendirmeleri

*Muhasebe dokümantasyonlarının tasarımı (Fatura, İrsaliye, Makbuz vb...)

*Şirket giyim ve davranış kuralları

*Dijital materyallerin tasarımı

*Kurumsal kimlik kullanım standartları kılavuzu

2-Kurum dışı;

*Araç / filo tasarımları

*Bina cephesi ve iç tasarımı

*Tanıtım materyalleri (Katalog, broşür, insert, kit vb...)

*Gazete, dergi ve/veya diğer tanıtım materyalleri

*Kurumsal web projesi

Başarılı bir kurumsal kimlik çalışması için olmazsa olmazlar:

Başarılı bir kurumsal kimlik çalışması için, olmazsa olmaz olarak nitelendirilmesi gereken tek şey, kurumla ilgili tüm verilerin eksiksiz ortaya konmasıdır. Bir kurum; bir anlayış, bir kültür, bir geçmiş ve bir hedef içerir. Kurumla ilgili fikirleri tartarken bu kurumun tüm içeriğini anlamak gerekir.

KAYNAKLAR

http://www.webhatti.com/ansiklopedi/124510-kurumsallasma-nedir.html

www.hayriulgen.com/html/STKlarda_Stratejik_Yonetim_ve_Lions.ppt

http://www.webhatti.com/ansiklopedi/124510-kurumsallasma-nedir.html

http://www.ikademi.com/stratejik-yonetim/864-5-adimda-kurumsallasma.html

ULUKAN Cemil, Girişimcilerin ve Profesyonel Yöneticilerin Kurumsallaşma Perspektifi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,2005/2, syf 29-42

http://www.cgscenter.org/doc/E-book_4.%20Bask%C4%B1_Tan%C4%B1t%C4%B1m_Katalogu.pdf

http://kurumsallasma.com/HABER003.htm

http://tr.wikipedia.org/wiki/Kurumsal_kimlik

http://www.3nokta.net/kurumsalkimlik/kurumsal-kimlik.html

http://www.parnas.com.tr/sf-index-of-Kurumsal_Kimlik-cp-429_430.htm

http://www.grafikerler.net/kurumsal-kimlik-nedir-t222.html

16 Ekim 2011 Pazar

İMKB'DE HALKA ARZ: YÖNTEMLER, SÜREÇLER, UYGULAMALAR

Halka arz, sermaye piyasası araçlarının satın alınması için her türlü yoldan halka çağrıda bulunulmasını; halkın bir anonim ortaklığa katılmaya veya kurucu olmaya davet edilmesini; hisse senetlerinin borsalar veya teşkilatlanmış diğer piyasalarda devamlı işlem görmesini; Sermaye Piyasası Kanunu'na göre halka açık anonim ortaklıkların sermaye artırımları dolayısıyla paylarının veya hisse senetlerinin satışını ifade eder.

Şirketlerin faaliyetlerini yürütebilmesi için kaynaklara ihtiyacı vardır. Bu kaynaklar yabancı kaynak (borç yoluyla elde edilen kaynak) veya özkaynak (ortaklardan sermaye yoluyla veya faaliyetler sonucu kar yoluyla sağlanan) olabilir. İki kaynak türününde şirkete bir maliyeti vardır. Bu maliyet yabancı kaynaklarda faiz maliyeti iken, özkaynakta ise ödenmesi gereken ve ortaklar tarafından belli bir taban limitte beklenen temettü geliridir. Şirket yönetimi hangi kaynak ucuza geliyorsa, o kaynaktan faydalanma yoluna gidecektir. Eğer özkaynak yoluyla fonlama yani senet ihraç ederek toplanacak fonların maliyeti daha ucuz ise, şirketler halka arza başvurma yoluna gidebilirler. Ayrıca, şirket ortakları halka açılmayı bir tanıtım ve reklam vasıtası olarak görebilir ve halka açılmaya karar verebilir. Sonuçta, borsa yoluyla şirketin değeride oluşabileceği için, bu bir performans ölçüsü olarak da kullanılabilir.

Halka arz edilen hisse senetlerinin Borsa’da işlem görebileceği iki piyasa bulunmaktadır. Hisse Senetleri Piyasası (HSP) ve Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP). Şirketler, HSP’de mevcut sermayeyi temsil eden hisse senetlerinin bir kısmını ortak satışı şeklinde halka arz edebildiği gibi, sermaye artırımı yoluna giderek mevcut ortakların rüçhan haklarını kısıtlamak suretiyle de halka arzı tercih edebilir veya her iki yöntemi birlikte uygulayabilir. GİP’te ise mevcut ortakların yeni pay alma haklarının kısmen veya tamamen kısıtlanması suretiyle sermaye artırımı ya da tahsisli sermaye artırımı sonucunda ihraç edilecek payların halka arzı yapılabilmektedir. GİP’te ortak satışı yoluyla halka arza izin verilmemektedir. Bu sayede payların satışından elde edilecek fonların piyasanın amacına uygun olarak şirketin bünyesinde kalması ve şirketin gelişmesi ve büyümesi için kullanılması hedeflenmiştir.

GELİŞEN İŞLETMELER PİYASASI
Gelişme ve büyüme potansiyeline sahip şirketlerin sermaye piyasalarından fon sağlamak amacıyla ihraç edecekleri menkul kıymetlerin işlem görebileceği şeffaf ve düzenli bir ortam yaratmak amacıyla Borsamız bünyesinde İMKB Gelişen İşletmeler Piyasası kurulmuştur. GİP’te, İMKB Hisse Senetleri Piyasası’nda halihazırda uygulanmakta olan sürekli müzayede işlem yönteminden farklı olarak tek fiyat yöntemi ve piyasa yapıcılı sürekli müzayede yöntemi uygulanacaktır. GİP, yatırımcıların büyüme potansiyeli yüksek şirketleri ve bu şirketlerin gelecek vaat eden projelerini tanımalarına, portföy yatırımlarını bu şirketlere yönlendirmelerine ve bu şirketlere ortak olarak finansman ihtiyaçlarını karşılamalarına imkan sağlayacaktır. Aracı kuruluşların, GİP’te işlem gören payların alım-satım işlemlerine aracılık yapmadan önce yatırımcılara GİP’i tanıtan, temel farklılıklarını ve risklerini belirten “GİP Risk Bildirim Formu"nu imzalatmaları gerekmektedir.

HİSSE SENETLERİ PİYASASI

Hisse Senetleri Piyasası’nda işlemler elektronik alım-satım sistemi aracılığıyla fiyat ve zaman önceliği kuralı baz alınarak “Çoklu Fiyat-Sürekli Müzayede” esaslarına göre otomatik olarak gerçekleşmektedir. İşlemler biri sabah diğeri öğleden sonra olmak üzere iki ayrı seansta yapılmaktadır. Her iki seansın başında Tek Fiyat Sistemine göre “Açılış Seansı” düzenlenmektedir.

İMKB üyeleri yatırımcılardan elektronik olarak topladıkları emirleri uzaktan erişim ağı üzerinden ExAPI mesajlaşma ara yüzü (ExAPI) ile İMKB’ye göndermektedirler. Buna ilave olarak, üye temsilcileri, alıcı ve satıcıların emirlerini İMKB’de ve üye merkez ofislerinde bulunan işlem terminalleri aracılığı ile Elektronik Alım-Satım Sistemi’ne girebilmektedirler.

Hisse Senetleri Piyasasında işlemler aşağıdaki pazarlarda gerçekleşmektedir:

Ulusal Pazar: İMKB kotasyon şartlarını tümüyle karşılayan şirketler Ulusal Pazar’da işlem görmektedir.

Kurumsal Ürünler Pazarı: Menkul kıymet yatırım ortaklıkları, gayrimenkul yatırım ortaklıkları ve girişim sermayeleri hisse senetleri ile borsa yatırım fonları katılma belgeleri ve aracı kuruluş varantları kot içi pazar niteliğindeki Kurumsal Ürünler Pazarı'nda işlem görmektedir.

Fon Pazarı: Borsa Yatırım Fonları ve Borsa Yönetim Kurulu'nca işlem görmesi uygun bulunan A tipi yatırım fonları katılma belgeleri Fon Pazarı'nda işlem görmektedir.

İkinci Ulusal Pazar: Ekonominin dinamosu olan küçük ve orta ölçekli şirketler ve Ulusal Pazar’dan geçici veya sürekli olarak çıkartılan şirketler ile Ulusal Pazar için geçerli kotasyon ve işlem görme koşullarını sağlayamayan şirketler İkinci Ulusal Pazar’da işlem görmektedir.

Gözaltı Pazarı: Gözaltı Pazarı, belirli koşulların ortaya çıkması sonucunda, şirketlerin izleme ve inceleme kapsamına alınması durumlarında sürekli gözetim, denetim ve izleme ortamında, yatırımcıların devamlı ve zamanında bilgilendirilmesini sağlayacak önlemlerle birlikte, hisse senetlerinin İMKB bünyesinde işlem görebileceği pazardır.

Birincil Piyasa: Hisse senedi ihraç eden şirketler ile tasarruf sahiplerinin doğrudan karşılaştıkları piyasadır.

Toptan Satışlar Pazarı: Toptan Satışlar Pazarı, önceden alıcıları belirli olan veya olmayan, belirli bir miktarın üzerindeki hisse senedi işlemlerinin Borsa’da güven ve şeffaflık ortamında, organize bir piyasada gerçekleştirilmesini sağlamaktadır.

GİP’DEN HSP’YE GEÇİŞ

1)Zorunlu Başvuru: Payları GİP’te işlem gören şirketin, bağımsız denetimden geçmiş son yılsonu finansal tabloları esas alınarak İMKB Kotasyon Yönetmeliği’nde belirtilen kotasyon şartlarını sağlaması ve en az 250 gerçek ve/veya tüzel kişi ortağı bulunması halinde İMKB Hisse Senetleri Piyasası pazarlarından birinde işlem görebilmesi için başvuruda bulunması gerekmektedir.

2)İsteğe Bağlı Başvuru: Hisse Senetleri Piyasası pazarlarında işlem görmek isteyen GİP şirketleri, değerlendirilmek üzere İMKB’ye başvurabilirler.

HALKA ARZ YÖNTEMLERİ

Sabit Fiyatla Talep Toplama Yöntemi, bu metodda şirket ortakları yapılmış olan önfizibilite çalışmaları ışığında belli bir fiyat ve arz edilecek hisse miktarı belirlerler. Bu ilgili yatırımcı grubuna sunulur ve isteyen kişilerden talepleri toplanır. En sonunda hisselerin karşılığını yatırmış olan yatırımcılara hisse senetleri dağıtılır. Bu metodda aracı kurum sadece yatırımcılar ile şirket arasında elçilik görevi görebileceği gibi, bu halka arzı kendisi de üstlenebilir (underwriting). Underwriting anlaşması çerçevesinde arzı kendisi üstlenen bir aracı kuruluş, hisselerin tamamını satmayı taahüt eder. Eğer satamadığı senet olursa, bu durumda satılamayan kısmı kendisi almakla mükelleftir. Halka açılacak senetler, sermaye arttırımında ortakların rüçhan haklarının kısıtlanması yoluyla (şirket yapmayı düşündüğü bedelli sermaye artırımına mevcut ortakların kullanım haklarını kısıtlar ve primli fiyattan bu tutarlar halka arz edilir) olabileceği gibi, ortakların payından satılması yoluyla da olabilir.

Fiyat Teklifi Alınması Yöntemi, bu metodda şirket belli bir taban limitin altında olmamak koşuluyla senetler için teklif edilen fiyatlar alınır ve nihai karara göre hisseler satılır.

Bir başka metod ise, gelişmiş ülkelerde sıkça kullanılan, senede dönüştürülebilinen tahvil ihraç etme yoluyla (convertible bonds) olabilir. Burada, şirket yatırımcılara tahvil ihraç eder ve bu tahvilde, tahvil sahibine önceden belirlenen bir fiyattan hisse senedi alma hakkı verilir. Eğer tahvil sahibi (bondholder) ileride oluşacak konjektürde fiyatı uygun bulursa tahvilini hisse senediyle değiştirir.

HALKA ARZDA BAŞARILI OLMANIN YÖNTEMLERİ

Bir şirketi halka arz etmek önemle ele alınması gereken stratejik bir karardır. Bu süreç, uzun ve karmaşık olabilir.

Aşağıda bu sürece girişmeden önce cevaplanması gereken sorular bulunmaktadır.

Bu çalışmada karar aşamasında sıkça sorulan yedi (7) önemli soru:

1-Şirketin hisselerine yatırım yapmak yatırımcılara cazip gelir mi?

Yatırımcılar halka arz edilecek şirketin, halka arzdan sonra da borsada göstereceği muhtemel değer artışları ile de yakından ilgilenirler. Halka arz noktasında cazip olan bir şirketin, uzun yıllar cazibesini koruyabilme yeteneği olup olmayacağına çok dikkat ederler. Özellikle yabancı kurumsal yatırımcılar, ki halka arzların genelde %70’i gibi büyük bir bölümü bu tür yatırımcılara satılır, şirketlerin büyüme imkanlarını etraflıca araştırır ve analiz eder.

*Yatırımcılar bir şirketi değerlendirirken aşağıdaki konuları dikkatle incelerler:

*Şirketin faaliyet gösterdiği sektörün büyüme potansiyeli

*Şirketin piyasada rekabet avantajı veya yenilikçi bir ürünü olup olmadığı

*Şirketin büyüme şansı / potansiyeli

*Kazanç geçmişi

*Yönetim kadrosunun kalitesi ve gücü

*Güçlü ve kurumsal yönetim ilkelerini benimsemiş bir yönetim kurulu olup olmadığı

*Uygun şirket içi kontrol sistemlerinin olup olmadığı

2-Şirket hisse senedi ihracına/halka arza hazır mı?

İMKB’de işlem görmeye yönelik atılacak ilk adım, şirketin hisse senedi ihracına/halka arza hazır olup olmadığından emin olmaktır. Şirketin yatırımcılara cazip gelecek özelliklere sahip olup olmadığından ve İMKB’de işlem görmeye uygun olduğundan emin olmak gerekmektedir.

Bu aşamada ele alınan konuları aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz:

*Şirketin vizyonu, stratejileri

*Yönetim Kurulu’nun mevcut yapısı ve olması gereken hali

*Geçmiş 3 yıllık faaliyet sonuçları

*En az 5 yıllık iş ve pazarlama planları

*Şirketinizin muhtemel halka arz değeri

*Muhasebe sistemleri ve şirket içi kontroller

*Yasal hesapların düzenleyici hükümlerle uyumluluğu

*Kurumsal yönetim stratejisi

*Herhangi bir yeniden yapılandırma ile bağlantılı vergi sorunları

*Herhangi bir ciddi hukuki sorun olup olmadığı

*Esas sözleşme değişiklikleri

3-Şirketin muhtemel halka arz değeri nedir?

Arz fiyatı, hisse senedi satışını yürüten lider kurumla yapılacak pazarlıklarla belirlenir. Ancak halka arz öncesi yabancı kurumsal yatırımcılar ve konsorsiyumda yer alacak diğer eş-liderler ile istişare edilmek suretiyle kesinleştirilir. Bu öncelikle şirketin faaliyet gösterdiği sektördeki borsalarda işlem gören diğer şirketlerle karşılaştırılmasına, gelecekteki durumunun, yönetim ekibinin, kâr kalitesinin ve mevcut borsa şartlarının değerlendirilmesine dayalıdır. Hisse senetlerini iyi bir fiyattan satmak için şirketin diğer benzer şirketlerle arasındaki farkı ortaya koyması gerekir. Bu durum, aralarında piyasa konumu, özel teknoloji veya süreçler, yönetim kurulunun gücü, yönetim, kârlılık ve büyüme potansiyellerinin de yer aldığı bazı etkenlerin dikkate alınmasını gerektirir.

Dikkate alınması gereken bir diğer önemli etken ise, halka arzdan ortakların ve/veya şirketin ne kadar gelir elde edeceğidir. Söz konusu gelir, bir başka deyişle halka arzın büyüklüğü şirketin değeri ile halka satılacak yüzdeye bağlıdır.

4-Halka arzın şirket üzerinde ne gibi etkileri vardır?

Şirketin gelişimi içinde doğru aşamada yapılacak bir halka arz, önemli avantajlar sağlayacaktır. Sermaye artırımı Halka arz ya da ikincil hisse senedi satışları şirketin öz kaynaklarının artmasını sağlayacaktır. Bu finansman yöntemi, şirket için banka kredisine veya iç finansmana kıyasla daha uygun bir alternatif olabilir.

*Finans kaynaklarına erişim: Bir şirketin öz kaynaklarını arttırması, o şirketin bilanço gücünü arttırmakla kalmayıp borçlanma kabiliyetini de kolaylaştıracaktır. Ayrıca likit hale gelmiş hisse senetleri borçlanmada teminat olarak kullanılabilir.

*Çalışanları teşvik etme: Bir şirketin halka arz işlemi, şirket çalışanlarının da hissedar olmasının önünü açacağı için çalışanlardaki motivasyonun artmasına sebep olup, daha fazla sadakat duygusu yaratılmasına yardımcı olur ve kilit personeli cezp etmekte performansa bağlı hisse verilmesi suretiyle kullanılabilir.

*Likidite: Aktif bir pazara sahip olacakları için, şirketlerin borsaya kote olması hisse senetlerinde bir değer artışına neden olacaktır. Hisselerin bir bölümünü istenilen anda satabilme imkanı, şirkete bazı varlıklarının değerlerininakde dönüştürme şansı verecektir.

*İtibar: Bir şirketin borsaya kote olması, o şirkete kredi kurumları, müşteriler, tedarikçiler ve personel ile kurulan ilişkilerde önemli bir değer katar. Borsada kote bir şirketin uymak zorunda olduğu sıkı raporlama gereksinimleri bu şirketlerin finans dünyasındaki saygınlığını arttırır. Ancak bu itibar, iyi bir yatırımcı ilişkileri politikası ile daha doğru kullanılabilir.

*Yeni hissedarlar ve yöneticiler: Bir halka arz, genellikle yabancı kurumsal yatırımcılarla bireysel yatırımcılardan oluşan, çok sayıda hissedara sahip olunması ile sonuçlanır. Bu da şirketin piyasadaki itibarına katkıda bulunmasını doğurur.

5-Halka arz süreci nasıl işler?

Halka arz süreci şirketin gerekli koşullara sahip olduğu varsayılırsa yaklaşık üç ile altı ay arasında sürmekle beraber bundan çok daha uzun zaman alabilir. Bu süre, şirketin organizasyonel karmaşıklığı, piyasa koşulları, finansal bilgilerin hazırlanması ve şirketin halka arza hazır olmasına bağlı olarak değişmektedir. Bu süreçte atılması gereken önemli adımlar şunlardır:

*Tüm süreci koordine etmesi için bir finansal danışman görevlendirme

*Sermaye yapısı, yönetim kurulu ve yöneticilerin halka arza hazır olmalarını sağlama

*Bağımsız denetçi, hukuk danışmanı ve gerekli olması halinde sektör uzmanları gibi uygun uzman danışmanlar görevlendirme

*Halka arzı gerçekleştirecek lider aracı kurum ve konsorsiyumları görevlendirme

*Bir izahname ve/veya yurtdışı kurumsal yatırımcılar için sirküler (offering circular) hazırlama

*Halka arz araştırma raporunu yazma

*Pazarlama ve roadshow (pazarlama toplantıları)

*Hisse senetlerinin kayda alınması için SPK’ya başvuru yapma

*İMKB’de kote olmak için başvuru yapma

*Başvuruların sonuçlanması

*Talep toplama

*Satışı tamamlama

*Borsada işlem görme

6-SPK ve İMKB’nin halka arz/kotasyon şartları nelerdir?

Hisse senetlerinin halka arzı Sermaye Piyasası Kurulu'nun, Borsa'da işlem görmesi İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) incelemelerine tabi bulunmaktadır.

SPK Halka Arz Koşulları

Hisse senetleri daha önce halka arz edilmemiş ortaklıklarda, hissedarların sahip oldukları hisse senetlerini halka arz edebilmeleri için;

*Ortaklık sermayesinin tamamının ödenmiş olması,

*Hisse senetlerinin nominal değerleri toplamının, Kurul’a başvuru tarihi itibariyle ortaklığın nominal sermayesine oranının en az,

-Sermayeleri 14.200.000 YTL’ye kadar olan ortaklıklar için %25,

-Sermayeleri 14.200.000 YTL ile 70.800.000 YTL arasında olan ortaklıklar için %15,

-Sermayeleri 70.800.000 YTL ve daha fazla olan ortaklıklar için ise %5 olması,

*Hisse senetlerinde rehin veya teminata verilmek suretiyle devir veya tedavülünü kısıtlayıcı ve senet sahibinin haklarını kullanmasına engel teşkil edici kayıtların olmaması,

*Hisse senetlerinin, Kurul’un hisse senetlerinin şekil şartlarına ilişkin düzenlemelerine uygun olması,

*Son 2 yıldır net kar ediyor olması gibi ön koşulların yerine getirilmesi gerekir.

Ortaklığın asgaride;

*Son 3 yıl ve ilgili ara dönem dahil olmak üzere mali tablolarının bağımsız denetimden geçmiş olması,

*Kuruluşundan itibaren en az 3 takvim yılı geçmiş olması ve son 3 yıllık döneme ilişkin mali tablolarının yayınlanması,

*Son 2 yıla ilişkin mali tablolarına göre (halka arz edilen hisse senetlerinin piyasa değerinin en az 40.000.000 YTL1 veya halka arz edilen hisse senetlerinin nominal değerinin ödenmiş ya da çıkarılmış sermayesine oranının %35 olması halinde son 1 yılda) vergiden önce kâr etmiş olması,2

*Bağımsız denetimden geçmiş son bilançosundaki özsermayesinin en az 14.000.000 YTL3 olması,

*Halka arz edilen hisse senetlerinin piyasa değerinin en az 21.000.000 YTL4 ve nominal değerinin ödenmiş ya da çıkarılmış sermayesine oranının en az %25 olması (Bu oranın %25’in altında olması halinde, halka arz edilen hisse senetlerinin piyasa değerinin en az 40.000.000 YTL olması),

*Finansman yapısının faaliyetlerini sağlıklı bir biçimde yürütebilecek düzeyde olduğunun Borsa yönetimince tespit ettirilmiş ve kabul edilmiş olması,

*Esas sözleşmenin Borsa’da işlem görecek menkul kıymetlerin devir ve tedavülünü kısıtlayıcı veya senet sahibinin haklarını kullanmasına engel olacak kayıtlar içermemekte olması,

*Ortaklığın üretim ve faaliyetlerini etkileyecek önemli hukuki uyuşmazlıkların bulunmaması,

*Borsa yönetimince geçerli kabul edilebilecek durumlar dışındaki nedenlerle son 1 yıl içinde üretimine 3 aydan fazla ara vermemiş olması, tasfiye veya konkordato istenmemiş olması ve Borsa tarafından belirlenen diğer benzeri durumların yaşanmamış olması,

*Menkul kıymetlerin, piyasadaki mevcut ve muhtemel tedavül hacmi bakımından Borsa yönetimince önceden belirlenecek kriterlere uygun olması,

*Kuruluş ve faaliyet bakımından hukuki durumu ile hisse senetlerinin hukuki durumunun tabi oldukları mevzuata uygun olduğunun belgelenmesi, şarttır

7-Başka alternatif sermaye yaratma kaynakları var mıdır?

Şayet halka arz şirket için doğru bir yöntem değilse o takdirde;:

*Şirkete bir stratejik veya finansal yatırımcıyı ortak alma yoluyla finansman yaratılabilir

*Borçlanma yoluna gidilebilir

*Tahvil ihracı konuları değerlendirilebilir

*Yurtdışı alternatif borsalarda halka arz değerlendirilebilir

HALKA ARZIN AVANTAJLARI, DEZAVANTAJLARI VE ŞİRKETLERİN HALKA AÇILMAMA GEREKÇELERİ

Halka Açılmanın Avantajları;

*Firmalara ek finansman kaynağı sağlar. İlk halka arz ve daha sonra sermaye artırımı yoluyla finansman temin etme imkânı sağlar.

*Likidite yaratma; mevcut ortaklara cari piyasa fiyatından ellerindeki hisse senetlerini satma imkânı sağlar. Likit hisse senedinin kredi teminatı olarak gösterilmesi imkânı sağlar. Bankalar, müşteriler ve kamu kuruluşları nezdinde kredibilitenin ve güvenin artmasını sağlar.

*Firma değerinin ve pay fiyatının belirlenmesi

*Prestij

*Kurumsallaşma

-Borsa ve SPK mevzuatına uyum sağlamanın getirdiği kurumsallaşma

-Nitelikli bilgi üretebilme ve şeffaflaşma

-Yönetimin daha profesyonelleşmesi

-Nitelikli işgücü

-Bu yolla faaliyet ömürlerinin uzatılması

*Tanınma ve Reklam; yurtiçinde ve yurtdışında tanınırlık

-Yabancı borsalarda işlem görme imkanı

-Stratejik ortaklıklar kurma

-Medyada ücretsiz tanıtım imkanı

-Markaların daha geniş kitlelere ulaştırılması

Halka Açılmanın Dezavantajları;

*Prosedürün uzunluğu

*Yasal yükümlülüklerin artması

*Kurul denetimi ve gözetimi altına girmek

*Yönetim kontrolünü kaybetmek endişesi

*Gerçekçi fiyat oluşmaması

*Ticari sır, rekabet vb nedenlerle endişe duyulması

*Vergisel bir avantajın olmaması

Halka Arz Maliyetleri;

*Aracı kurumlara ödenen ücretler

*SPK ve İMKB ücretleri

*Bağımsız denetim kuruluşuna bağımsız denetim raporları için ödenen ücretler,

*Yurtdışı ve yurtiçi tanıtım masrafları

*Reklam vb. diğer masraflar

Şirketlerin halka açılmama nedenleri;

2009 yılında İstanbul Sanayi Odası tarafından ilk 1000 şirkete uygulanan anket sonuçlarına göre şirketlerin halka açılmama nedenleri;

*Halka açık şirketlerde vergi teşviğinin olmaması

*Şirketin kontrolünü/yönetimini kaybetme endişesi

*Bağımsız denetim yükümlülüğü

*Kamuyu aydınlatma yükümlülüklerinin rekabet gücünü olumsuz etkileyeceği endişesi

*Kayıtdışı faaliyetler

*Halka arzın maliyetleri

*Bürokratik işlemler

*Fon Arzı Esnekliği (Yurtiçi-Yurtdışı)

HALKA ARZDAN SONRA ŞİRKETLERİN GENEL YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Şirketlerin, hisse senetlerinin halka arz çalışmalarının tamamlanarak borsada işlem görmeye başlamasından sonra yerine getirmeleri gereken yükümlülükleri aşağıdaki gibidir:

Bağımsız Denetim Yükümlülüğü: Hisse senetleri Borsada işlem gören şirketlerin bağımsız denetimden geçmiş yıllık ve sınırlı bağımsız denetimden geçmiş altı aylık ara döneme ait finansal tablo ve dipnotlarının belirli süreler içerisinde İMKB ve kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir. Bu yükümlülük belirlenen süre içerisinde yerine getirilmediği veya SPK’dan ek süre izni alınmadığı durumlarda şirketin hisselerinin işlem sırası geçici olarak kapatılmaktadır.

Kamuoyunu Aydınlatma Yükümlülüğü: Borsada işlem gören şirketler yatırımcı kararlarını etkileyebilecek bilgilerin kamuoyuna zamanında açıklanmasından sorumludur. İMKB bir şirketin fiyatında olağandışı fiyat hareketi oluştuğunda şirketten fiyatları etkileyebilecek gelişmelerle ilgili bilgi talep etmektedir. Şirket yöneticileri ve diğer sorumlular verilen bilgilerden dolayı yükümlü tutulmaktadır.

Temettü Dağıtım Yükümlülüğü: SPK’nın 27 Ocak 2010 tarih ve 02/51 sayılı kararı ile hisseleri borsada işlem gören halka açık şirketlerin temettü dağıtım konusunda asgari zorunluluğu olan %20 oranı kaldırılmıştır. Şirketler temettüyü nakit, hisse senedi olarak veya hisse senedi ve nakit karma olarak dağıtabilirler. Bunun dışında temettü dağıtılmadan ortaklık bünyesinde de tutulabilir.

Kurumsal Yönetim Yükümlülüğü: Bu yükümlülük şirketlerin yönetim kurulları, ortakları ve diğer menfaat sahiplerinin arasındaki ilişkiyi ve tarafların şirket üzerindeki hak ve sorumluluklarını belirler. Bu kapsamda, şirketler yıllık faaliyet raporlarında ve internet sitelerinde Kurumsal Yönetim İlkeleri olan disiplin, şeffaflık, bağımsızlık, hesap verilebilirlik, sorumluluk, eşitlik ve sosyal sorumluluk konularına uyum konusunda beyanda bulunmaktadır.

Halka Arz Sonrası Kurulması Gereken Komiteler

Pay Sahipleri ile İlişkiler Komitesi; Seri IV No: 41 Sayılı Tebliğ’in 7. Maddesi uyarınca “Pay Sahipleri ile İlişkiler Birimi” kurulması zorunludur. Görevlendirilen personelin “Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı”na ve Kurumsal Yönetim Derecelendirme Uzmanlığı Lisansı”na sahip olması, ortaklıkta tam zamanlı üst düzey yönetici olarak çalışması ve en üst düzey icracı yöneticiye çalışmaları hakkında raporlama yapması zorunludur. Şirketlerin bu organizasyonu halka arz başvurusu öncesinde oluşturmaları, halka arzı takiben 3 ay içersinde bir personel görevlendirmeleri gerekmektedir.

Denetim Komitesi; SPK’nın Seri: X No: 19 Tebliği uyarınca halka açık şirketlerin Denetim Komitesi kurması zorunludur. Komite en az iki üyeden oluşur. Komite’nin iki üyeden oluşması halinde tamamı, ikiden fazla üyeden oluşması halinde ise çoğunluğunun icrada yer almayan üyelerden oluşması esastır. Denetim Komitesinin her çeyrekte 1 kez olmak üzere yılda en az 4 kez toplanması gerekir.

Kurumsal Yönetim Komitesi; Kurumsal Yönetim İlkeleri çerçevesinde bir Kurumsal Yönetim Komitesi kurulması gerekmektedir. Komite en az iki üyeden oluşur. Komite’nin iki üyeden oluşması halinde tamamı, ikiden fazla üyeden oluşması halinde ise çoğunluğunun icrada yer almayan üyelerden oluşması gerekir. Kurumsal Yönetim Komitesinin yılda en az 3 kez toplanması gerekir. Kurumsal Yönetim Komitesi’nde İcra Başkanının yer almaması esastır.

TÜRKİYE’DE HALKA ARZ KONUSUNA GENEL BAKIŞ

YIL

HALKA

ARZ

SAYISI

HALKA ARZ ORANI

HASILAT (USD)

ORTALAMA FİRMA YAŞI

1995

19

17,79

180.712.269

22

1996

14

21,02

95.688.923

19,2

1997

19

21,74

368.942.785

21,5

1998

14

20,83

246.417.844

18,1

1999

1

7

3.574.745

30

2000

24

19,07

2.360.987.054

16,3

2001

0

0

0

0

2002

2

15,5

35.170.671

4

2003

1

25,23

2.717.532

15

2004

7

29,02

416.651.194

15,7

2005

2

34,07

238.754.245

5,5

2006

4

28

697.335.093

24,5

2007

4

20,49

986.506.071

35

2008

1

15

1.873.081.209

13

TOPLAM

ORTALAMA

112

21,13

7.506.539.635

18,4

Kaynak: Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt:23 Sayı:2, Yıl:2008, ss:243-258. “İLK HALKA ARZLARDA DÜŞÜK FİYATLAMA VE KISA DÖNEM PERFORMANSIN BELİRLEYİCİLERİ: 1995-2008 İMKB ÖRNEĞİ”, Ulaş ÜNLÜ ve Ersan ERSOY

Tablo’da görüldüğü gibi 1995 ile 2008 yılları arasında gerçekleşen 112 halka arz işleminde ortalama halka açılma oranı %21,13 elde edilen hasılat ise 7.506.539.635 Amerikan dolarıdır. Şirketlerin genel itibari ile yönetim kurulunda söz hakkını korumak amacı ile halka açıklık oranlarını bu seviyede tuttukları düşünülmektedir. Halka arz sayısının ve hasılatın en yüksek olduğu yıl 2000 yılıdır. 2001 yılında ise halka arz işlemi gerçekleşmemiştir. 2001 yılının kriz yılı olduğu dikkate alındığında düşen borsada işlem görmek kuvvetle muhtemel işletmelere cazip gelmemiştir. İnceleme döneminde ortalama faaliyet süresinin ise 18,4 yıl olduğu tespit edilmiştir.

Diğer taraftan 2011 yılı dünyada halka arz rekorunun kırıldığı yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Bu dönemde yapılan 193 işlemin getirisi toplam 25,3 milyar ABD Doları oldu. Halka arzların sektörel dağılımında ise enerji, sanayi, malzeme (maden, metal vb) ve teknoloji sektörleri ilk sırada yer aldı. Özelleştirme ve çok uluslu firmaların bölünme (spin-off) işlemlerinin de hacmin genişlemesinde etkili olduğu ifade edilmektedir. (IMKB) verilerine göre, 2011 Ocak-Şubat döneminde halka açılmalar geçen senenin aynı dönemi ile karşılaştırıldığında önemli ölçüde arttı. İlk 2 ayda sadece bir halka arz olurken, 2011’in ilk iki ayında bu sayı 6’ya çıktı. Şubat sonu itibari ile halka arz için sırada bekleyen şirket sayısı ise 9.

2010’a nispeten büyüme kaydedilen bir diğer alan ise bono ihracı. Bono ihraç piyasasının lokomotifi hisse senetleri Ulusal 100 Endeks’te işlem gören bankalardı. Ocak ve şubat aylarında 7 milyar Amerikan Doları tutarındaki bono ihraç işlemlerinin çok büyük bir bölümü bankalar tarafından yapıldı.

HALKA ARZ BAŞVURU DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ

İSTANBUL MENKUL KIYMETLER

BORSASI BAŞKANLIĞI'NA,

...........................................................................A.Ş.'nin çıkarılmış sermayesinin ....................TL'ya yükseltilmesi dolayısıyla ihraç edilen/edilecek .....................TL nominal değerli hisse senetleri Sermaye Piyasası Kurulu tarafından kayda alınmasını takiben halka arz edilecektir. Bu artırımda mevcut ortakların yeni pay alma (rüçhan) hakları tamamen/kısmen kısıtlanarak .....................TL. nominal değerli hisse senetleri 1 TL. nominal bedelli beher hisse için .........TL. fiyattan halka arz edilecektir.

Sözkonusu şirket hisse senetlerinin Borsanızda açılacak ilgili pazarda işlem görebilmesi için istenen bilgi ve belgeler ilişikte sunulmuş olup, gerekli işlemlerin yapılmasını arz ederiz.

Saygılarımızla,

Aracı Kuruluş,

Unvanı,

Yetkili Yönetici/Yöneticileri

(İsim, İmza, Kaşe)


KAYNAKLAR

[13] http://www.nereyeyatirim.com/Halka-Arz-Nasil-Yapilir-Basvuru-Dilekcesi-2011-2012

Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt:23 Sayı:2, Yıl:2008, ss:243-258. “İLK HALKA ARZLARDA DÜŞÜK FİYATLAMA VE KISA DÖNEM PERFORMANSIN BELİRLEYİCİLERİ: 1995-2008 İMKB ÖRNEĞİ”, Ulaş ÜNLÜ ve ErsanERSOY